4/3/09

KRİZ

*English version, "CRISIS" and photo images are present in the blog archive under February 2009
*Fotoğraf görüntüleri 2009 February imi altındaki "CRISIS" başlığında görülebilir.
Sözde bir ekonomik kriz söylemi etrafında, gerçek bir kaos dünyanın her tarafını sarsıyor. Krizin kendisi, ekonomi hakkında teorik bilgisi olmayan insanların, günlük yaşamını etkilemeye başlamadan önce; krizin korkusu ve ekonomik önlemler insanların yaşama biçimlerini yönlendirmeye ve cezasını çektirmeye başladı. Her kim ki böyle bir fırsatı varsa, elindeki parayı tutmaya ve hatta kriz iddiasıyla olası herkese insanlık dışı taleplerde bulunarak parasını arttırmaya başladı. İşte, “Kriz” adlı sokak performansı kriz bahanesiyle insanlara yöneltilen bu insanlık dışı talepler üstüne temellenir.
Performans iki kişi tarafından üç bölüm halinde gerçekleştirilmiştir:
Birinci bölüm, İstiklal Caddesi üstünde yürüyen insanlara absürt ve mantıksız bir talep yöneltilmesiyle oluşur. Birinci uygulayıcı insanları oksijen maskesinden derin bir nefes alıp gidecekleri yere ulaşıncaya kadar nefes almazlarsa ekonomiye büyük katkıları olacağı konusunda ikna etmeye çalışırken, ikinci uygulayıcı da ucu boşlukta duran oksijen maskesini yollarına devam eden bu insanlara sunarak onlara yolları boyunca kullanacakları derin nefesi sağlamaya çalışmaktadır. Bu absürt talebin bahanesini, toplumun krizi en az zararla atlatmasına yardımcı olacakları iddiası oluşturmaktadır.
İkinci bölüm, “Kriz”in kişileştirilmesidir. Sırtına ve göğsüne üstünde “Kriz” yazan etiketler yapıştırılan birinci uygulayıcı krizi temsil etmektedir. Ayrıca yüzünde absürt bir makyaj ve sokakta en az kriz kadar dikkat çekebilmesi için ayak bileklerinde ziller vardır. İstiklal Caddesi’ni kesecek biçimde, insanların geçişini engelleyen bir bekçi gibi gidip gelmektedir. İkinci uygulayıcıysa performans başlayana kadar caddede yürüyen herhangi biri gibidir. Ancak, diğer uygulayıcıyla karşı karşıya geldiklerinde, “kriz” kendi etrafındaki küçük bir daireyi işaret ederek tam bu alanda ekonomik kriz olduğunu buradan geçemeyeceğini bildirir ve biraz yanını işaret ederek oradan geçmesini ima eder. İkinci uygulayıcı bu kez onun yanından geçmeye çalıştığında, “kriz” onu tekrar durdurarak aynı anlamsız açıklamayı yapar. Bu durum caddenin diğer tarafına ulaşıp ikinci uygulayıcı vazgeçip, geldiği yöne doğru geri dönünceye kadar aynı engellemeyle devam eder.
Üçüncü bölümde iki uygulayıcı da ikinci bölümde birinci uygulayıcının tarif edildiği biçimde “kriz”i temsil etmektedirler. Ancak ek olarak alt bacaklarına üstünde “Krizin Ayak Sesleri” yazan kartlar iliştirilmiştir. İki uygulayıcı, kriz kılığında üstünde “Kriz sebebiyle, ağır koşullarda ücret almadan çalışacak elemanlar aranmaktadır. Sigorta, servis ve ek ücretler yoktur.” yazan el ilanları dağıtırlar.
Performanslar süreçleri boyunca çok etkileşimli bir hal almıştır. Kimileri yoldan geçen başkalarının da dikkatini çekecek tepkiler vermişlerdir. Bu performanslar insanların mümkün olabildiğince tepki verdiği ve paylaştığı açık bir alan yaratmıştır.

TÜRBAN

*English version, "TURBAN" and a video image are present in the blog acrhive under February 2009
*Video görüntüleri 2009 February imi altındaki "TURBAN" başlığında görülebilir.
Projenin ilk ayağı olarak “Türban” ‘AA+A Nedir?’ başlığı altında tanımlanan amaçlar doğrultusunda bir araya gelmiş iki kişinin, iki kadının aydın bir tavır çerçevesinde duyarsız kalmaya çalıştıkları bir konuya dair bilinçaltındakileri kusmasına dayanır. İşin adına da yansıyan bu tavırsızlık büyük olasılıkla temeldeki aydın yaklaşıma sahip olmaya dair yönlendirilmiş bir endişeden kaynaklanmakta olup içerikte de kendini gösterir.
Bu çalışma tamamen siyah renkte giyinerek kendilerini çevrelerinden ayıran iki kadının İstiklal Caddesi Galatasaray mevkiinde bir başörtüsü, bir bone, bir pardösü ve bir etekten oluşan kıyafeti sırayla ve defaten giyinip soyunarak paylaşmalarından ibarettir. Çalışma çok tartışılan konu üzerine bir yargı belirtmektense, beklenmedik bir durum yaratıp algıyı kırarak örtünmenin anlamı, simgeselleşmesi, örtünen ve örtünmeyen kadının imaj itibarıyla birbirleri üzerindeki etkileri, örtünmeyi tercih ya da tercih etmeme hali, sıradanlığının bozulması gibi bizim amaçladığımız ve belki de biz amaçlamasak da ortaya çıkmış başka yönleriyle türban konusuna dair yeni bir algı yaratmayı tercih etmiştir. Uygulayıcılarına sokak ortasında örtünmenin garipliği, örtülü olma hali, çevreye bu kıyafetle bakan kişi olma durumu ve örtülü şekilde sokakta yürürken erkekler tarafından laf atılması gibi yeni ve beklenmedik deneyimler sağlamıştır. Sokaktan geçenler içinse fark etmeme, bakıp geçme, durup izleme, fotoğraf çekme, videoya kaydetme, kendi aralarında örtünme ya da performans üstüne yorum yapma gibi geniş yelpazede çeşitli etkiler yaratmıştır. Bunun da ALGI, tepkisiz kalmanın ATALETi ve AKTİF olma üzerine bir fark yarattığını ummaktayız.
Çalışmanın amacına ulaşmadaki başarısı içeriğin konunun daraltılarak daha belirgin hale getirilmesi, hatta belki bir tavır içeriyor olması ve gerçekleştirildiği mekanın sınırlılığı ve kitlenin seçilmişliği açısından eleştirilebilir, hatta eleştirilmelidir de.

AA+A Nedir?

*English version, "What is AA+A?" is present in the blog acrhive under February 2009
Proje tanıtımı: AA+A

Sanatın; alınıp satılabilir bir ürün, örneğin İKSV’nin bize sunduğu bir seçki, medyada çok kullanılıp muhatapları karmaşıklaşmış, anlamını yitirmiş bir sözcük, toplumun çoğunluğundan fikren soğuklaşmış (anlaşılmayan, elitist göndermelerle dolu, “başka” bir sınıfa ait olduğu imajı yaratılmış, seyredenin beğeni özgürlüğünü kısıtlanmış olması gibi nedenlerle) ve madden soyutlanmış (ulaşım, ücretler, zaman gibi sebeplerle) bir kavram, bir estetik somutlama, gelenekçi bakışın bir penceresi gibi tanımlara daha yakın olduğu günümüz ve çevremizde bu projenin amacı kesinlikle sanat yapmak değildir.

Tiyatronun; kurumlar aracılığıyla tarih müzelerine dönüştüğü, özel tiyatroların sahiplerinin isimlerini sattığı, birkaç kendine has girişimin kendi dar çevresinde kısıtlı kaldığı, oyuncuların önce yazarın sonra yönetmenin çerçevesine sıkıştığı, ürünün hayalinin üreticileri bir araya getirmek yerine bir araya gelebilenlerin hayal etmek zorunda kaldığı ürünlerin doğduğu, üretim alanlarının kapalı kaldığı dünyasında bu projenin amacı kesinlikle tiyatro yapmak değildir.

Bu proje yalnızca üreticilerinin ataletine ve algının bozulmuşluğuna karşı durmak için ortaya çıkmıştır.
Görüntülerin, durumların ve olayların arkasında konturlarının çok ötesinde anlamlar yüklüdür her seferinde. Uyaranlar bombardımanı ve yüksek hızda yaşarken bu derinlemesine anlamları görmek bir yana, duyularımızı körelterek görüntü, durum ve olayların kendilerine dahi duyarsız kalmak için eğitiyoruz kendimizi ya da eğitiliyoruz. Bu proje aracılığıyla öğrenilmiş ve sindirilmiş ATALETimizi kırarak İFADE etmeye değer ya da edilmesi gerekli gördüğümüz konuları, belli bir form içinde ve sokakta yeniden canlandırarak konuyu ÇERÇEVE içine koyup GÖRÜNÜR ve FARK EDİLİR kılmayı, bu süreçle de bu canlandırmaya muhatap kalan “seyirciler”in konu üstünde yeniden düşünmelerini, bunu başaramıyorsak bile ALGIlarını gıdıklamayı ya da en azından yaşadığımız DENEYİM üzerinden kendimizi ve bir yaşam tarzı olarak farkındalığımızı HAREKETE GEÇİRMEYİ amaçlamaktayız.